• AMERİKA WAT
  • KORE VE BEN
  • GENÇLİK OTOBÜSÜ AVRUPA
  • KOZMETİK DEMİŞKEN

    8 Ocak 2017 Pazar

    같이 가자 SERİSİ KORE'YE YOLCULUK 20 Ekim Myeong-dong yolları taştan part 1

    Merhaba gezgin ruhlar bu gün yazımda Kor'ye ayak bastıktan sonra yaşadıklarımdan bahsediceğim.
    Şimdi ilk düşünce şu oluyor. 'Kore'ye geldik eeee peki ya şimdi?' O kadar çok şey yapmak istiyorsunuz ki ama gözünüzde o kadar uzun bir  süre gibi görünen zamanın aslında ne kadar kısa bir dilim olduğunu fark ediyorsunuz. Mesela ben 3 gün uyumamayı tercih ettim yine de yetti mi ? NO,
    Nien, 아니요 Yetmedi....


    Kore ye varış sürem o kadar uzundu ki; bir ara gerçekten indiğimde ölü gibi bir yer de yığılıp kalacağımı düşünmüştüm. Önce ki deneyimlerim den hatırladıklarım hep o şekilde malesef..

    DİP NOT: Bakınız Amerika'ya gidişim Chicago' ya vardğımda enerji patlamam vardı üstelik o kadar saat hiç uyumamama rağmen. Fakat akşam bavulların üzerine ölmüşüm ... Müşüm çünkü ben hatırlamıyorum arkadaşım ceset gibi taşımış beni hahahaha :D

    Neyse Kore'ye dönelim. Geçen yazımda size Kore'ye olan uçak yolculuğundan bahsetmiştim. Bu yazı da da Akşam evimizde iyice dinlendikten sonra ilk maceramıza nasıl atıldığımızı anlatıcam. 

    Odalarımıza yerleştikten sonra çok güzel huzurlu bir uyku uyudum Tuhaf ama yerimi yadırgamayı boş verin yatağı yanımda götürmeye kararlıydım Kore'den. 
    Sabah ilk iş Jimmy'den öğrendiğimiz metro durağını sorarak bulma işlemi oldu. 
    Evden çıktık ve ilk yapacğımız şey tabi ki kahvaltı oldu. Paris Baguette evimizin alt katında olduğu için tek dostumuz güzel insanlar kendileri....
    Kırmızı fasulyeli tatlı tuzlu karmaşık duyular yaşatan adını koyamadığım şey. Ve sevimli kahvem Mustafa'dan alıştığım Americanomm...
    PARA NASIL BOZDURURUM?
    Tabi elmizde Won olmadığı içim metrodan önce bankaya gittik ve biraz dolar bozdurduk. Sıra numarası alırken güvenlik görevlisi çok şekerdi çok da komikti panikledi falan ama çaktırmadı. Daha tuhafı bankalar sanki banka gibi değil bildiğin komşu teyzeye ziyarete gelmiş gibi hissediyorsunuz.
    Numara sistemi ilerliyor ama bizim gibi cam arkasında işlem olmuyor bildiğiniz banka çalışanları ile karşılıklı oturuyorsunuz ve her şeyi gözünüzün önünde yapıyorlar. Gözünü dahi görmediğiniz tuhaf canından bezmiş kişiler olmuyor karşınızda. Mesela çocuklu bir çift sırada bekliyordu güvenlik görevlisi kendi yetkisiyle sırası gelmediği halde çocukları olduğu için onlara öncelik verdi. Ek bir masayı devreye soktular. Bizimde kalabalık olduğumuz ve turist olduğumuz için. Güvenlik evreye girdi bankacı ile konuştu ve bizim işlemleri topluca yaptırdı. Her adımı tek tek gösterdi bak kur bu kadar sen bu kadar para verdin ve bu kadar kişi bölüşceksiniz. Yani bizim yerimize de o düşündü. İlk tavsiyem mümkünse paralarınızı banka yerine döviz bürolarında bozdurun. Bankalarda küçük meblağlarda sıkıntı olmaz ama büyük bozdurmalar da ciddi kayıplar oluyor. 
    Bizler daha sonra ki deneyimlerimiz doğrultusunda exchange bürolarını tercih ettik.



    Komedik Hopidik Macera 1:

    Paralar bozduruldu ve yola çıkıldı tabi ki ilk hedefimiz metro Jimmy'nin bahsettiği kısıma kadar öz güven ile geldik ve trafik ışığının altında kaldık nereye gidecek bu ekip yahu?
    O sırada nur içinde parlayan Ajummaları gördük ve korece metro nerede demem gerektiğini ingilizce olarak sorduğumda fark ettim. Ajummlar çok tatlılardı ama tabi hiç bir şey anlamadılar. 
    Daha sonra Tömer temel 1 dersine dönüş yaptım. Nasıl soruyordukkkkk yahuuu...
    Tatammm hatırladım tabi sonunda. 
    Subway 어디에 있니요? neeeee Subway mi...
    Tabi bir kelime yüzünden yüzüme sevimli ve anlamaz bakışlar sergilediler... Royssss yetişşşş ölüyorumm. Metro korece neydi kiiiiii?
    Roys ile bakışmalar ve kurtarıcı Roys 지하철 diye bağırdı bulduk...
    Hemen mutlu gözlerle Ajummalara döndük ve müthiş soruyu sorduk.
    ----Ajummaaaaaa 지하철은 어디에 있니요?
    Ajummalarr aaa uuuu diyip anladıkları belli ettiler ve tarif etmeye çalıştılar açıkcası Tömer'in en büyük faydasını Korelilerle konuşmaktan çok onlardan cevap alırken fark ettim. 
    Çok net demek istediklerini anlıyordum. Mutluluk ile saçma sapan gülümseyip durmuşumdur sanırım.
    Daha sonra ışıka bekleyen daha gösterisli bir ajumma bize döndü ve evet ben de oraya gidiyorum size yardımcı olayım dedi. Beni takip edin dedi.
    따라와요yu duyunca da bir hoş olup ajummayı tekip etmeye basladık. 

    Evet şimdi devam edelim.
    Biz Pyeogchon da kalıyoruz bu yüzden Line 4 ile heryere tek araç ile gidebilme şansına sahipiz tamam belki 40 dakikayı gözden çıkarmak gerekiyor ama İstanbul'da nereye gitsek bu zamandan daha falan almıyor mu zaten?
    Line 4 yani bu blue line olarak geçiyor zaten metro içinde harika şekilde bunlar gösteriliyor. Tabi Metroya gitmeden önce Korelilerin kullandığı Akbil'e para yüklemek gerekiyor bunların kullanımı oldukça basit aynı zamanda ingilizce seçenekleri de var ayrıca güvenlikler size yardım da ediyorlar. 
    Biz kendimiz başarılı olarak hallettik. Kore Turizm Organizasyon İstanbul ofisiı bizlere bu kartlardan hediye ettiği için kart aramak zorunda da kalmadık.

    Her sene bu kartlarda farklı konseptler deneniyor bizde de Ksmile sloganı var normalde:D Bu kart Tuğba'nın önceden kullandığı kart olduğu için hatırasını yaşatmak adına bu kartı kullandım ben tabi acil durum amaçlı diğer kartı da yanıma yedek aldım.

    Bu arada önemli Not 
    Bazı hatların numaraları ile çıkış kapı numaraları aynı olabiliyor yani size küçük bir öneri eğer dışarı çıkış arıyorsanız sarı tabelaları takip edin yani 6 nolu çıkış 8 nolu çıkış 5 nolu çıkış kapısını arıyorsanız sarı renkli tabelalar doğru olanları. Şahsen biz çıkış değil de metro girişini ararken fark etmeden çıkışa gittiğimizi anlayınca.. Sessizce çaktırmadan geri döndük gülümseyerek güvenliğe belli etmeden metro girişinden geçtik. Ama iyi de güldük.

    Tamamdır. Gülmek yok daha fazla devam yolumuza...İlk hedef Myeongdong. Bindiğimiz duraktan Myeong dong yaklaşık olarak 39 dakika olarak gösterilmiş olduğu için durak listesinden bir yer bulduk ve oturduk.  Aktarmasız direk gidebildiğimiz içice hiç sıkıntı olmadı. 



     Ve Myeong dong'a merhaba Diyin....
    Her yer sınırsız ucu bucağı görünmeyen alış veriş dükkanları ile dolu...

    Myeong dong ve gün boyu neler yaptığımızı 2. part da yazacağım. Çünkü ilk gün nedeniyle harika maceralar yaşadık bu daha başlangıç. Dırırırırımm Nasıl kaybolduk neler yaptık nereye gidecekler.... 2. Partı bekleyin :D

    Yol maceram için de buraya bir tık....




    Sevgiler Saygılar....





    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder